AYIPLI ARAÇ KAVRAMI
Ayıp; bir malın veya hizmetin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmamasıdır. Bu durumda malı veya hizmeti satın alan kişi, maldan beklediği yararı sağlayamaz.Kısacası ayıplı mal; sözleşmeye aykırı olan maldır.Uygulamada hem ekonomik değerinin yüksek olması, hem de sık karşılaşılan bir uyuşmazlık olduğu için; ayıplı araçlar konusu ayrı bir öneme sahiptir.
Ayıplı araç ; yukarıda bahsettiğimiz şekilde tüketicinin satın aldığı aracın hatalı veya kusurlu olmasıdır. Bu kusur ve hata; araçtan gerektiği gibi veya tamamen yararlanmayı engelleyecek nitelikte bir kusur veya hatadır.
AYIPLI ARAÇLARA ÖRNEKLER
Sıfır olarak satın alınan aracın şanzımanının arızalı olması
Sıfır olarak satın alınan aracın boyalı olması
İkinci el olarak satın alınan aracın kilometresinin değiştirilmiş olması veya hasarının alıcıdan gizlenmesi
Hasarsız olarak bilinen aracın pert kaydının çıkması
Aracın start-stop siteminin arızalı olması
Aracın sürekli yağ yakması
Aracın şiddetli bir kazada hava yastıklarının açılmaması
Sıfır olarak satın alınan araçta kısa sürede boya döküntüsünün meydana gelmesi
Aracın yağ keçelerinin hidrolik yağı sızdırması
Aracın, eksantrik zincir kapağında çatlak olması
Sıfır olarak satın alınan aracın kısa sürede triger kayışının kopması
Aracın fren sisteminin arızalı olması
Aracın sürekli stop etmesi
Aracın sürekli olarak sola çekmesi ve bu arızanın giderilememesi
Aracın klimasının çalışmaması
Sıfır olarak satın alınan aracın sonradan hasarlı olduğunun öğrenilmesi
Kısa sürede aracın motorunun çalışamaz hale gelmesi
Aracın el freninin arızalı olması
Sıfır olarak satın alınan aracın; satış sözleşmesindeki paket özelliklerine sahip olmaması; gibi durumlarda ayıplı araçtan söz edilir.
Buradaki araç sözcüğünü; sadece otomobil, motosiklet veya kamyon gibi karayolu araçları olarak anlamamak gerekir.Uyuşmazlık konusu olan ayıplı araç; havayolu (uçaklar,drone vb.) araçları da olabileceği gibi; denizyolu (gemiler,tekneler,denizaltı vb.) araçları da olabilir.
AYIPLI ARAÇLARDA TÜKETİCİNİN HAKLARI
Satın alınan araç ayıplı ise; artık tüketici dört seçimlik hakka sahiptir.(6502 sayılı kanun madde 11)
1.ONARIM: Tüketici araçtaki ayıbın, ücretsiz olarak giderilmesini satıcıdan isteyebilir. Satıcı ayıbın giderilmesinden dolayı; araca yeni bir parça eklemiş olsa dahi ,tüketiciden herhangi bir ücret talep edemez.
2.İNDİRİM: Tüketici ayıp oranında aracın bedelinde bir indirim isteyebilir.
Tüketici satın aldığı araçta herhangi bir ayıp çıkması durumunda; bu dört seçimlik haktan dilediğini kullanabilecektir.Bu haklar dışında; ayrıca tüketicinin ayıp nedeniyle bir zararı söz konusu ise;tüketici satıcıdan tazminat isteyebilir. Tüketicinin bu zararı maddi olabileceği gibi; manevide olabilir.Örneğin; aracın hava yastıklarının arızalı olması sebebiyle; meydana gelen kazada tüketici yaralanmış ise; artık tüketicinin manevi zarara uğradığını da kabul etmek gerekecektir.
Kanun; tüketiciye dört farklı seçimlik hak tanımıştır ve tüketici bu seçimlik haklardan hangisini kullanacağını kendi iradesiyle belirleyecektir.Dolayısıyla; satıcı tüketiciyi seçimlik hakkını kullanmasında yönlendiremez veya bu haklarını kısıtlayamaz. Örneğin; tüketici sözleşmeden dönme hakkını kullanıp; bedel iadesini istediği zaman satıcı artık onu onarım hakkını kullanmaya zorlayamaz.Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus; tüketicinin ayıp durumunda başvurabileceği bahsi geçen bu haklar seçimlik haktır; yani tüketici bu haklardan birini kullandığı zaman; diğer bir hakkını artık kullanamayacaktır. Örneğin; şanzıman sistemi arızalı olan bir araba; servise bırakılarak tamir edilmişse; artık tüketici aracın misliyle değişimini veya bedel iadesini talep edemeyecektir;çünkü bu durumda tüketici seçimlik haklardan onarım hakkını seçmiş ve kullanmış bulunmaktadır.
Ayrıca yasal yollara başvurulurken dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise; davacı veya hak sahibinin tüketici sıfatına sahip olup olmamasıdır. Eğer alınan araç hususi kullanım içinse; yani şahıs adına alınmışsa aracı satın alan kişi tüketici sıfatına haizdir ve bu işlem bir tüketici hukuku işlemidir. Ancak satın alınan araç ticari nitelikte ise; örneğin; şirket adına kayıtlıysa; artık ticari bir dava söz konusudur. Bu husus görevli merciyi tayin bakımından önemlidir. Ancak davanın ticaret mahkemesinde görülmesi durumunda da; tüketici hukukuna ilişkin hükümler kıyasen uygulanacaktır.Yani,davacı tüketici sıfatına haiz olmasa da; 6502 sayılı kanunda belirtilen bu dört seçimlik haktan dilediğini kullanabilecektir.
TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKLARINI KULLANMASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ
Peki aracın ayıplı olması durumunda tüketicinin satıcıya başvurma süresi ne kadardır?Bu konuda satıcılar tüketiciyi yanlış bilgilendirip; başvurma süresinin dolduğunu,bu sebeple tüketicinin söz konusu taleplerini yerine getiremeyeceklerini bildirebiliyorlar.Hatta kurumsal olan firmalar bile; bu sürenin 30 gün olduğunu ileri sürerek tüketicinin taleplerini yerine getiremeyebiliyorlar.Ancak bu doğru değildir.Tüketicinin talep haklarındaki süresi;aracın satın alındığı tarihten itibaren iki yıldır.Yani; tüketici ayıplı aracı satın aldığı tarihten itibaren iki yıl içinde belirttiğimiz bu dört seçimlik haktan birini kullanabilecektir.Ancak tüketici bu iki yıllık sürenin ilk altı ayında yasal yollara başvurursa; kendisi aracın ayıplı olduğunu ispat etmek zorunda değildir;aracın ayıplı olmadığını satıcı firma ispat etmek zorundadır. Tüketici bu altı aydan sonra başvurursa ispat yükü tersine döner ve tüketici ayıbı ispat etmek zorunda kalır.Burada da tüketici aleyhine bir durum söz konusu değildir.Bu durumda iki yıllık sürenin hangi aşamasında başvurulmuş olması sonucu değiştirmez,satın alınan araç ayıplı ise;kazanan yine tüketici olacaktır.Önemli olan husus; ayıbın tüketicinin kullanımından kaynaklanmayan bir ayıp olmasıdır.İspat yükü kanunda her ne kadar bu şekilde düzenlenmiş olsa da; bu düzenleme uygulamada pek anlam ifade etmemektedir.Zaten davasını açan taraf hangi aşamada olursa olsun söz konusu uyuşmazlıkla ilgili delillerini mutlaka dosyaya sunmalıdır.Zaten bu davalarda başvurulan en önemli delil ;bilirkişi incelemesidir.Aracın ayıbını inceleyecek ve tespit edecek bilirkişi de; davacının taleplerine ve dosyaya sunduğu delillere göre incelemesini yapacaktır.Bahsi geçen;iki yıllık süre garanti belgesi olmayan araçları da kapsamaktadır.Yani bu dört seçimlik hakkını kullanabilmek için; satıcının tüketiciye garanti belgesi vermiş olması gerekmez. Ayrıca araçta gizli ayıp söz konusu ise;artık bu iki yıllık başvuru süresi aracın alındığı tarihten itibaren değil,gizli ayıbın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Gizli ayıp; tüketici tarafından malın satın alındığı anda fark edilemeyen, gözle görülemeyen,basit bir inceleme ile anlaşılamayan ve zaman içerisinde kullanıma bağlı olarak kendisini gösteren ayıplardır. Örneğin;tüketici sıfır olarak aldığı bir otomobili satmak istediğinde;yapılan ekspertiz incelemesinde tesadüfen aracın boyalı olduğunu öğrenmiş olabilir.Bu durumda söz konusu araçta gizli ayıp söz konusudur.Çünkü;sıfır olarak satın alınan bir araç için tüketiciden ekspertiz raporu alması beklenemez. İşte burada tüketicinin satıcıya başvuru süresi olan iki yıllık süre;tüketicinin sıfır aracı satın aldığı tarihten itibaren değil; aracın boyalı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlayacaktır.
AYIPLI ARAÇ DAVALARINDA TÜKETİCİ LEHİNE YORUM İLKESİ
Tüketicilerin ayıplı araç davalarında; hukuki yollara başvururken ; çekindikleri husus; satıcının dava konusu ayıbın(arızanın) aracın satışı sırasında var olmadığı ve söz konusu ayıbın satın aldıktan sonra tüketicinin kullanıma bağlı olarak ortaya çıktığını ileri sürmeleri karşısında taleplerinin reddedileceği veya davayı kaybedecekleri inancıdır.Bu doğru bir yaklaşım değildir.Çünkü; araçtaki ayıbın aracı satın alan tüketicinin kullanımına bağlı olarak ortaya çıkıp çıkmadığı;ayıbın satıştan önce olup olmadığı; yapılacak bilirkişi incelemesi ile kolaylıkla tespit edilebilmektedir.Eğer bu tespit edilemiyorsa; tüketici lehine yorum ilkesi gereğince; bu ayıbın satıştan önce var olduğu ve tüketiciden kaynaklanmadığı kabul edilmelidir.Ancak bu husus her somut olaya göre ayrı değerlendirilmelidir.
TÜKETİCİ YASAL YOLLARA BAŞVURURKEN TALEBİNİ AÇIKÇA BELİRTMELİDİR
Tüketici, yasal yollara başvururken; mutlaka dört seçimlik haktan hangisini kullanacağını belirtmelidir.Tüketici ayıplı araç sebebiyle dava açmışsa; dava sonuçlanmadan önce talebini dilediği zaman değiştirebilir. Tüketicilerin ayıplı araç ile karşılaştıklarında; onarım ve indirimden ziyade ayıbın tekrarlanabileceğini de dikkate alarak; bedel iadesi veya aracın yenisiyle değiştirilmesini talep etmeleri daha yerinde olacaktır.Ancak hangi talebin tüketici açısından daha yararlı olacağını somut olaya göre değerlendirmek gerekir.Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise; araçtaki ayıp, bedel iadesini veya misliyle değişimi gerektirecek kadar önemli bir ayıp olmalıdır ;aksi halde araçtaki arıza basit bir onarımla giderilebiliyorsa; artık aracın misliyle değişimi veya tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması ;hakkaniyetle bağdaşmayacaktır.Örneğin; aracın far ampullerinin patlak olması durumunda, tüketicinin sözleşmeden dönme veya misliyle değişim hakkını kullanması satıcıyı zarara uğratacağından ve ayıp ile talep arasında orantı olmadığından hakkaniyet gereği artık satıcıdan aracı iade alması veya misliyle değişim yapması beklenemez.