12 Kasım 2018 Pazartesi

Aracın sonradan boyalı olması durumunda araç ayıplıdır.



T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2011/2119 K. 2011/11546 T. 12.7.2011

ÖZÜ : Davaya konu aracın ön motor kaputunun sonradan boyanmış olduğu, aracın modeli ve kilometresi ( 73.000 ) dikkate alındığında bu boyama işleminin satın almadan önce mi yoksa satımdan sonra mı yapıldığının tespitinin mümkün bulunmadığı, boyama işleminin araçta meydana gelen bir hasar sonucunda değil, çizik veya benzeri bir sebeple yapılmış olduğu ve aracın gizli ayıplı olduğu bildirilmiştir. Araçla ilgili bir hasar dosyasının bulunmaması, aracın ön kaputunda boyayı gerektirecek bir hasar meydana gelmediğinin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi karşısında boyama işleminin araç davacının elinde iken gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.

DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:  

Davacı, davalı K... Oto'dan 8.9.2006 tarihinde 57.300 Euro bedelle BMW marka bir araç satın aldığını, aracı satmak istediğinde, alıcıların aracın ön kaputunun boyalı olduğundan bahisle aracı almaktan vazgeçtiklerini ya da çok düşük fiyatlar verdiklerini, tespit yaptırdığını, bilirkişi raporu ile aracın ön kaputunun boyalı olduğunun belirlendiğini, davalılara ihtar çektiğini ancak sonuç alamadığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, fatura bedeli olan 57.300 Euro'nun davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, zamanaşımı süresinin dolduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, aracın davacının kullanımı esnasında boyanmış olabileceğini, üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı K... Oto'dan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin iadesini istemiş, davalılar ise araçta ayıp olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece, davacı tarafından ayıbın 16.3.2009 tarihli servis raporu ile öğrenilmiş olduğu, 14.5.2009 tarihinde tespit yaptırıldığı, 9.6.2009 tarihinde ihtar çekildiği, davanın ise 25.6.2009 tarihinde açıldığı, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 16.3.2009 tarihli servis raporunda, aracın boyasının fabrikasyon orijinal olduğunun tespit edildiği yazılıdır. Davacının, bu rapor ile araçtaki ayıbı öğrendiğinden bahsedilemez. Zira servis raporundan araçta boya ile ilgili bir ayıbın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, 14.5.2009 tarihinde tespit isteminde bulunmuş, Ümraniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/148 D.İş sayılı dosyasında keşfe gidilmiş, 28.5.2009 tarihli bilirkişi raporu ile aracın ön kaputunun boyalı olduğu tespit edilmiştir. O halde davacı, ayıbı bu raporun kendisine tebliğ edildiği tarihte öğrenmiş ve 9.6.2009 tarihinde davalılara ihtar çekerek süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Bu durumda mahkemece, süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. İTÜ öğretim üyelerinden alınan bilirkişi raporunda, davaya konu aracın ön motor kaputunun sonradan boyanmış olduğu, aracın modeli ve kilometresi ( 73.000 ) dikkate alındığında bu boyama işleminin satın almadan önce mi yoksa satımdan sonra mı yapıldığının tespitinin mümkün bulunmadığı, boyama işleminin araçta meydana gelen bir hasar sonucunda değil, çizik veya benzeri bir sebeple yapılmış olduğu ve aracın gizli ayıplı olduğu bildirilmiştir. Araçla ilgili bir hasar dosyasının bulunmaması, aracın ön kaputunda boyayı gerektirecek bir hasar meydana gelmediğinin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi karşısında boyama işleminin araç davacının elinde iken gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve aksi düşünce ile süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 12.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.