11 Kasım 2018 Pazar
Devre tatil sözleşmelerinde oda ücreti dışında kalan bakım ve onarım giderlerini satıcı alıcıdan talep edebilir.
T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2003/14387 K. 2004/4302 T. 29.3.2004
ÖZÜ : Taraflar arasında imzalanan 30.7.1999 tarihli belgede davacıya 4+1 odalı suit odanın tahsis edildiği kabul edildiğine göre davacının eşi ve 2 çocuğu ile beraber yapmış olduğu tatilden dolayı davacı eşi ve çocuklarının konaklama oda ücreti dışındaki ekstra harcamalarından davacı sorumludur. Öte yandan sözleşmede alıcının bakım, onarım ve diğer hizmetlerle ilgili yıllık gider payını ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Bu itibarla 2 yıllık bakım ve onarım giderlerinden de davacının sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
DAVA ve KARAR : Davacı, davalı şirketle 30.7.1999 tarihinde 20 yıl süreli devre tatil sözleşmesi akdettiklerini, 277 dolar peşin ödediğini, ödenen 20.8.1999 vadeli senetle birlikte ödemenin 1177 dolar olduğunu, 3+4=7 gün promosyon tatil hediyesi verildiğini, 28.8.2000 tarihinde 4 günlük hediye tatil hakkını kullanmak için tesislere gittiğinde sözleşmede belirlenen oda yerine 2 kişilik odanın tahsis edildiğini öğrendiğini, aynıca 2 çocuğunun devre tatil sisteminin dışında gösterilip 4 gün için ekstra fatura çıkartıldığını, böylece davalının sözleşmeye aykırı davranıp yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek ödediği 1177 doların faizi ile tahsilini, ayrıca 475 dolar cezai şartın tahsilini 1200 dolar bedelli 20.9.1999 vadeli bononun iadesini istemiştir.
Davalı, davacının 1999 ve 2000 yıllarında sözleşme haklarından yararlandığını, sözleşmede belirlenen odanın tahsis edildiğini savunarak davanın reddini dilemiş, karşı dava olarak da 2000 yılındaki konaklama ücreti 495 dolar karşılığı 220.773.465 TL, 1999-2000 yıllarına ait KDV tutarı 17.295.052 TL, iki yıllık bakım onarım gideri 66.701.050 TL, 28.8.2000-2.9.2000 arası ekstra harcama tutarı 529.422.240 TL, 2000 yılı konaklama bedeli 675.767.506 TL, 623 numaralı folyo bedeli 97.699.200 TL ve 1200 dolar bedelli ödenmeyen senetin %10 gecikme faiziyle birlikte 739.422.240 TL olmak üzere toplam 2.347.521.825 TL.nın davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davalı şirketin cayma bildirim belgesi vermediği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile sözleşmenin feshine, 1177 doların davalı-karşı davacı şirketten tahsiline, 20.9.1999 vadeli bononun davacı-karşı davalıya iadesine, faiz isteminin reddine, karşı dava yönünden ise 820.119.583 TL.nın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı-karşı davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; asıl davada davacı-karşı davalının iddiası, davalı-karşı davacı şirketin sözleşmede kararlaştırılan odanın yerine başka bir odanın verilmesi, 2 çocuğu için ekstra fatura tanzim edilmesi ve böylece davalı-karşı davacının sözleşmeye aykırı davrandığı yönündedir. Mahkemece, davacının ileri sürmediği cayma bildirim belgesinin verilmemesi dayanak yapılarak sözleşmenin feshine karar verilmiştir. 4077 sayılı yasanın 8 ve 9. maddelerinde kapıdan satışlar düzenlenmiş ve satıcının yükümlülükleri açıklanmıştır. 4077 sayılı yasanın 8/1. maddesinde düzenlenen satışlara ilişkin olarak cayma bildirim belgesinin verilmesi zorunlu ise de davacı bu davada kapıdan satış olduğunu ileri sürerek fesih talebinde bulunmuş değildir. Hal böylece olunca, araflar arasındaki uyuşmazlığın tam karşılıklı taahhütleri havi sözleşmedeki yan edim yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklandığı açık ve belirgindir. 4077 sayılı yasanın 30. maddesinde, anılan yasada hüküm bulunmayan hallerde BK.nun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Davacı, sözleşme aşamasında davalının edim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle davalıya herhangi bir ihtarda çekmemiştir. Sadece 14.11.2000 tarihli ihtarıyla ödemelerin istirdadını istemiştir. Kaldı ki davacının 1999 ve 2000 yıllarında devre tatil hakkını kullandığı da uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda davada sözleşmenin feshini veya iptalini gerektiren bir durumun olmadığının kabulü zorunludur. Bu itibarla, mahkemece davacının sözleşme feshine ve ödenmeyen senedin iadesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Taraflar arasında imzalanan 30.7.1999 tarihli belgede davacıya 4+1 odalı suit odanın tahsis edildiği kabul edildiğine göre davacının eşi ve 2 çocuğu ile beraber yapmış olduğu tatilden dolayı davacı eşi ve çocuklarının konaklama oda ücreti dışındaki ekstra harcamalarından davacı sorumludur. Öte yandan sözleşmede alıcının bakım, onarım ve diğer hizmetlerle ilgili yıllık gider payını ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Bu itibarla 2 yıllık bakım ve onarım giderlerinden de davacının sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece değinilen bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
Bozmayı gerektirir.
3- Davacı-karşı davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; az yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan gerekçeler uyarınca sözleşmenin iptali bu bağlamda sözkonusu olmadığına göre, davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalıdan ancak eşi ve çocuklarının tatil yapması nedeniyle tanzim edilen 529.422.240 TL bedelli faturadan dolayı konaklama oda ücreti dışında kalan bedel ile iki yıllık bakım ve onarım gideri talep edebilir. Bunun dışında kalan davalı-karşı davacı taleplerinin reddi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olmasıda usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan hükmün ( 2 ) numaralı bent uyarınca davalı-karşı davacı, ( 3 ) numaralı bent gereğince davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 29.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.