11 Kasım 2018 Pazar

Tüketici Kredisiyle alınan araçlarda bankanın uyguladığı faiz miktarı ayıp bedeline dahil değildir ve tüketici bunu satıcıdan zarar olarak talep edemez.


T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2006/14920 K. 2007/4783 T. 5.4.2007

ÖZÜ: Araç tüketici kredisi kullanılarak alınmış ve tüketici bu nedenle kredi kullandığı bankaya bir faiz ödemiş ise, ödenen tüketici kredisi faizinin satış bedeli içinde değerlendirilmesi olanaksızdır. Somut olayda arızanın mahiyeti itibariyle davacının aracı kullanmaya devam ettiği anlaşıldığına ve araç iade edilmediğine göre faiz talebinin reddine karar vermesi gerekir ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmemesi gerekir.

DAVA ve KARAR : Davacı, davalı bankadan alınan kredi ile diğer davalıların ithalatçısı, üreticisi ve satıcısı olduğu Megane marka araç satın aldığını, ancak araçta meydana gelen arızalar nedeni ile bir yıl içinde 12 kez yetkili servise gidildiğini, araçtan faydalanılamamanın süreklilik kazandığını ileri sürerek, ödenen toplam 45.326.531.000 liranın tahsilini istemiştir.

Davalı G. Otomotiv San. Ltd. Şti davaya cevap vermemiş, diğer davalılar, davacının tamir hakkını kullandığını, sözleşmeden cayma koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece araçta aynı arızanın ikiden fazla tekrarladığı, bu durumda araçtan faydalanamamanın süreklilik kazandığı, sözleşmeden cayma koşullarının oluştuğu, kullanılan araç kredisi için ödenen faiz ile satım bedelinden dışındaki davalıların sorumlu olduğu gerekçesi ile Oyakbank AŞ yönünden davanın açılmamış sayılmasına, aracın iadesi ile ödenen 40.474.620.848 liranın diğer davalılardan faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar Oyak AŞ, G. Oto San. Ltd., Renault Mais AŞ tarafından temyiz edilmiştir.

1 – Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2 – Dava kısmen bağlı kredi kullanılarak satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmeden cayma ile ödenen satış bedelinin tazminine ilişkindir.

Davacı tarafından satın alınan aracın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesinde belirtildiği şekilde ayıplı mal olduğu, onarım hakkının kullanılmasına rağmen aynı arızanın ikiden fazla ve sık tekrarlaması nedeniyle tüketicinin yasada belirtilen seçimlik haklarından sözleşmeden cayma hakkını kullandığı dosya kapsamı ile anlaşılmakta olup, davacının araç bedelini isteyebileceğinden mahkemece bu yöne ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik yoktur. Ancak anılan yasanın 4/2 maddesinde “bedel iadesi”nden söz edilmiş olup, bundan maksat araç alınırken kararlaştırılan ve ödenen toplam satış bedelidir. Somut olayda olduğu gibi, şayet araç tüketici kredisi kullanılarak alınmış ve tüketici bu nedenle kredi kullandığı bankaya bir faiz ödemiş ise, ödenen tüketici kredisi faizinin satış bedeli içinde değerlendirilmesi olanaksızdır. Bankalar para alıp satan ticari müesseseler olup, davalı banka, peşin olarak davacıya ödediği 20.000.000.000 lirayı taksitle geri almak koşuluyla 25.798.179.114 liraya satmıştır. Aracın tüketici kredisi ile alınması sadece tüketicinin tercihinde olan bir durumdur. Peşin sağlanan bu krediye faiz uygulanmasında da yasaya veya sözleşmeye bir aykırılığı yoktur. Bankaya ödenen kredi faizinin 4077 sayılı Yasanın 4/2 maddesinde belirtilen dolaylı zarar olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Böyle olunca mahkemece davacının araç satış bedeli olarak ödediği 34.676.531.730 liranın tahsiline karar verilmesi gerekirken, buna ödenen kredi faizinin de ilavesi ile 40.474.620.846 liraya hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

3 – Sözleşmeden cayma halinde satış bedeline hangi tarihten faiz yürütülmesi gerektiği meselesine gelince gerek dairemiz, gerekse Hukuk Genel Kurulu ( 22.06.2005 tarih ve 2005/4-309 E. 2005/391 K. ) inançlarına göre, bedel iadesine veya aracın değiştirilmesine karar verilmesi durumunda satıcının kullanma bedeli olarak bir talepte bulunamayacağı benimsenmiştir. Sözleşmeden cayma durumunda ise, araç ayıplı dahi olsa, tüketicinin tasarrufunda bulunduğu sürece satıcı veya sağlayıcının faiz ile sorumlu olmayacağı kabul edilmektedir. Arızanın niteliği itibariyle, aracın kullanımına engel teşkil etmediği ve aracın tüketici tarafından yargılama sürecinde devamlı kullandığı durumlarda bunun menfaatler dengesine ve hakkaniyete uygun olduğu şüphesizdir. Ne var ki, aracın ayıp nedeniyle hiç kullanılmadığının sabit olduğu veya ayıplı aracın, satıcıya veya ifa yardımcısı durumundaki yetkili servislerine veya mahkemece belirlenen tevdi mahalline teslimi durumunda satıcının temerrüde düştüğünün dolayısıyla faiz ile sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Somut olayda arızanın mahiyeti itibariyle davacının aracı kullanmaya devam ettiği anlaşıldığına ve araç iade edilmediğine göre faiz talebinin reddine karar vermesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de bozma sebebidir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde yazılı nedenlerle hükmün temyiz eden davalıların yararına BOZULMASINA, 500,00 YTL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı Mais AŞ’ne ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde davalı Renault Mais AŞ ve davalı Oyak AŞ’ne iadesine, 05.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.