11 Kasım 2018 Pazar

Alışveriş merkezinin otoparkında aracını çaldıran şahıs tüketici alışveriş merkezine karşı tüketici konumunda olup, uğradığı zarara ilişkin alışveriş merkezine açacağı dava da tüketici mahkemesinde açılmalıdır.

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2008/1746 K. 2008/7433 T. 29.5.2008

ÖZÜ: Alışveriş merkezindeki otoparka bırakılan aracın çalınmasından doğan zararın tazminine ilişkin davaya Tüketici Mahkemesi bakmakla görevlidir.

DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, 19.2.2006 tarihinde C. Alışveriş Merkezi’ne gidip, aracını otoparkına park ettiğini, alışverişten sonra aracının çalınmış olduğunu fark ettiğini, davalının yeterli güvenlik önlemi almadığını ileri sürerek 40.000,00 YTL’nin dava tarihinden faizi ile tahsilini istemiştir.

Davalı, kendilerinin sadece kiracı olup, otoparkın dava dışı şirketin sorumluluğunda olduğunu, bu şirkete davanın ihbarının gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının gerekli güvenlik önlemini almadığına dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalının, satıcı; davacının alıcı olduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.

4077 Sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA. ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 29.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.