11 Kasım 2018 Pazar

Tüketicinin ayıplı hizmet nedeniyle moral bozukluğu ve üzüntü yaşaması durumunda manevi bir zararın gerçekleştiğinin kabulü gerekip; tüketici lehine manevi tazminata hükmedilmelidir.



T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2008/11919 K. 2009/2639 T. 2.3.2009

ÖZÜ : Davalılar tarafından sunulan ayıplı hizmet nedeniyle evlerinde çıkan yangın sunucunda davacıların evleri, eşyaları, ahır ve samanlıklarının yandığı, bu nedenle moral bozukluğu ve üzüntü yaşadıkları göz önünde tutulduğunda, dava konusu olayda davacıların şahsi menfaatlerinin ihlal edildiği dolayısıyla manevi bir zararın gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

DAVA ve KARAR : Davacılar, evlerinde 22.08.1999 tarihinde meydana gelen yangında, tek katlı ev ve içindeki eşyalarla, hayvan ahin ve samanlığın da yandığını, yangının olaydan bir gün önce davalı A………A.Ş.’nin bayii olan diğer davalı Karacasu bayiliği tarafından takılan tüp nedeniyle çıktığını, 10.550.00.YTL maddi zarar ile manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, 10.550.00.YTL maddi, 5.000.00.YTL’de manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalılardan A. A.Ş., kendilerine karşı husumet yöneltilemeyeceğini, yangının davacıların kusuru ile meydana geldiğini, diğer davalı ise olayda kusurlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece olayda kusurunun olmadığı gerekçesiyle davalılardan A……… A.Ş. hakkındaki davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne, 5.275.00.YTL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılardan Nizamettin Bahtiyar tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı N. B.’nın tüm, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- ) Dava, satılan mala bağlı olarak verilen hizmetin ayıplı olması nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkin olup, olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4/2 maddesinde; “Ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı, müştereken ve müteselsilen sorumludur” denildikten sonra, anılan yasanın 4/5 maddesinde de; “Ayıplı hizmetler hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır” hükmü bulunmaktadır. Anılan hükme göre davalı şirketin bayi olan N. B. tarafından davacıya sağlanan ayıplı mal ve hizmet nedeniyle sağlayıcı ( imalatçı ) durumunda bulunan davalı şirket de diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olup, bu husus göz ardı edilerek mahkemece kusurlu olmadığından bahisle adı geçen davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir.

3- ) Davacılar, davalı A. A.Ş.’nin bayii olan diğer davalı tarafından verilen ayıplı hizmet nedeniyle çıkan yangın sonucu ev ve müştemilatının yandığını, olay sebebi ile manevi yıkım ve üzüntü yaşadığını ileri sürerek maddi tazminatın yanında manevi tazminat isteminde de bulunmuşlardır. Borçlar Kanununun 49. maddesine göre kişilik hakları haksız saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Aynı Kanunun 98. maddesi delaletiyle sözleşmeye aykırılık halinde de 49. maddenin uygulanacağı tartışmasızdır. Kişinin onuru, saygınlığı gibi kişilik haklarını oluşturan değerlere ve Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlere saldırı halinde manevi bir zarar, başka bir ifade ile kişilik hak ve değerlerinde irade dışında gerçekleşen bir eksilmenin oluştuğunun kabulü gerekir. Dava konusu olayda, davalılar tarafından sunulan ayıplı hizmet nedeniyle evlerinde çıkan yangın sunucunda davacıların evleri, eşyaları, ahır ve samanlıklarının yandığı, bu nedenle moral bozukluğu ve üzüntü yaşadıkları göz önünde tutulduğunda, dava konusu olayda davacıların şahsi menfaatlerinin ihlal edildiği dolayısıyla manevi bir zararın gerçekleştiğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılıp takdir edilecek bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, kişilik haklarına saldırının bulunmadığından bahisle yazılı şekilde manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : 1. bent gereğince davalı N……… B…….’ın tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen hükmün 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, 14.00.TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 213.00.TL kalan harcın davalı N……… B…..’dan alınmasına, 02.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.