11 Kasım 2018 Pazar

Ayıplı ürünün yurt dışı menşeli olması ve yedek parçalarının yurt dışından getirilmesi azami tamir süresinin geçmesine haklı neden teşkil etmez.


T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2003/845 K. 2003/3235 T. 24.3.2003

ÖZÜ : Kararın gerekçesinin aksine, yedek parça bulundurma zorunluluğu, davalının yasal yükümlülüğüdür. Bu itibarla yedek parçanın yurtdışından ithal edilmesi ve bu nedenle sürenin aşılması, yasanın 15. maddesine aykırıdır. Mahkemenin bu yönleri gözetip, anılan tebliğde yazılı 30 işgünü olan onarım süresinin aşılıp aşılmadığı yönü üzerinde durulmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

DAVA ve KARAR : Davacı, davalı Opel Türkiye Ltd.Şti.nin ithal ettiği aracı, diğer davalı Hedef Otomotiv A.Ş.den satın aldığını, garanti süresi içinde aracın elektrik donanımında arıza meydana geldiğini, halen giderilemediğini öne sürerek, aracın yenisiyle değiştirilmesine, bu mümkün olmazsa anahtar teslim değeri olan 22.144.000.000 TL.nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4077 sayılı yasanın 13. maddesinde tanımı yapılan sanayi malının satışından kaynaklanmaktadır. Davacı, davalı Opel Türkiye Ltd.Şti.nin ithal ettiği aracı, diğer davalıdan 28.6.2001 tarihinde satın aldığını, 14.12.2001 tarihinde aracın elektrik donanımındaki arızadan dolayı yetkili servise başvurduğunu, Garanti Belgesi ile Tanıtma ve Kullanma Kılavuzunun Uygulama Esaslarına Dair Tebliğin ( TRKGM-95116-117 ) 6. maddesindeki sürenin aşıldığını, bu nedenle aracın yenisiyle değiştirilmesi gerektiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Davalılar ise aracın kendilerine iade edilmediğini, değiştirilen parçanın yurt dışından ithali nedeniyle kendilerine izafe edilecek kusur bulunmadığını, keza aracın tamir edildiğine ilişkin ihtarname gönderdiklerini bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.

Tüketicinin, 4077 sayılı yasanın 4. maddesindeki genel tercih haklarından birini yada 13. maddeden kaynaklanan yenisi ile değiştirilmesini isteme hakkını kullanabilmesi, satın aldığı malın iadesi ön koşuluna bağlanmamıştır. Yasadaki ( …tüketici malı teslim aldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde bu malları satıcı firmaya geri vererek… ) sözleri, alıcının iade borcuna işaret eden, ayıp ihbarı için gerekli süreyi belirleyen bir düzenleme olarak değerlendirilmelidir. Aksine bir düşünce, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir alıcı için öngörülmeyen bu nitelikteki ağır bir koşulun, amacı tüketiciyi korumak ve kollamak olan TKH.Kanunla getirilmiş olduğunu kabul etmek olur. Bunun da benimsenmesi mümkün değildir. Tüketicinin iade borcu, Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca satıcının borcu ile aynı anda ve karşılıklı olarak yerine getirilecektir. Dairemizin 11.12.1997 günlü 9164-10305 sayılı kararındaki görüşten bu nedenle vazgeçilmiş ve son görüş istikrar bulmuştur. Bu itibarla mahkemenin, dairemizin uygulama olanağı kalmayan münferit kararına istinaden karar verilmesi doğru görülmediği gibi, TRKGM-95/116-117 sayılı tebliğin 6. maddesine göre sanayi malının tamir süresinin en fazla 30 işgünü olduğu, yine aynı tebliğin 12. maddesinin ise aracın tamiri için gereken azami sürenin aşılmasını değiştirme sebebi saydığı açıktır. 4077 sayılı yasanın 15. maddesi “ithalatçı veya imalatçılar sattıkları sanayi malları için o malın bakanlıkça tesbit ve ilan edilen kullanım ömrü süresince bakım, onarım ve servis hizmetlerini yürütecek istasyonları kurmak ve yeterli teknisyen kadrosu ile yedek parça stoku bulundurmak zorundadırlar” hükmünü getirmiştir. Kararın gerekçesinin aksine, yedek parça bulundurma zorunluluğu, davalının yasal yükümlülüğüdür. Bu itibarla yedek parçanın yurtdışından ithal edilmesi ve bu nedenle sürenin aşılması, yasanın 15. maddesine aykırıdır. Mahkemenin bu yönleri gözetip, anılan tebliğde yazılı 30 işgünü olan onarım süresinin aşılıp aşılmadığı yönü üzerinde durulmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 275.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 24.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.