11 Kasım 2018 Pazar

Elektirik kullanımına ilişkin dava tüketici kanuna tabi olup;görevli mahke tüketici mahkemesidir


T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2010/10911 K. 2010/11896 T. 5.7.2010

Özü: Davacı ile davalı arasında elektrik kullanımına ilişkin davaya konu meskene ait mesken abone sözleşmesi vardır. Davacı bu taşınmazda kaçak elektrik kullanmadığı, kaçak kullanım varsa kiracısının sorumlu olduğu iddiasıyla borçlu bulunmadığının tespitini talep etmektedir. Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 Sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı yasının 23. maddesi bu kanun un uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür..

DAVA ve KARAR : Davacı vekili dilekçesinde; davacının dava dışı 3. kişiye kiraladığı meskenin 26829 numaralı abonesi olduğunu, davalı idarece bu aboneden dolayı müvekkili aleyhine 20.10.2010 tarihinde kaçak elektrik kullandığından bahisle 3.847.80 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini oysa ki, bu kaçak elektrik tutanağına ilişkin bedelin müvekkilinin kiracısı olan İran asıllı Hamidreza Alıpaur Ferzanehin oturduğu döneme ilişkin olduğunu, bu bedelden dava dışı kişi kiracının sorumlu olduğu, abone sahibi müvekkilinin sorumlu olamayacağı ileri sürülerek 3.847,80 TL borçlu olunmadığının tesbiti istenilmiştir.

Mahkemece; tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedelinden abonenin de sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ile davalı arasında elektrik kullanımına ilişkin davaya konu meskene ait mesken abone sözleşmesi vardır. Davacı bu taşınmazda kaçak elektrik kullanmadığı, kaçak kullanım varsa kiracısının sorumlu olduğu iddiasıyla borçlu bulunmadığının tesbitini talep etmektedir.

4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar hükmüne yer verilmiştir.

Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 Sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.

4077 Sayılı yasının 23. maddesi bu kanun un uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.

Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.

Öyle ise mahkemece davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükümün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene reddine, 5.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.