11 Kasım 2018 Pazar
ELEKTRİK ABONELİĞİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Elektrik abonelik işlemleri tüketici hukukuna tabidir.
T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2004/17857 K. 2005/2791 T. 23.2.2005
ÖZÜ : Dava, yüksek gerilim sonucu ev eşyalarında oluşan zararın tahsili isteğine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı idarenin yüksek voltaj vermesi sonucu meydana gelen zararın ödetilmesi isteğine ilişkin olup, uyuşmazlığın bu niteliğine göre özel hukuk hükümlerinin uygulanmasının gerektiği hususunda duraksama bulunmamalıdır. Öte yandan davacı ile davalı arasında abone sözleşmesi olduğu tartışmasızdır. 4077 sayılı kanunun 2. ve 3. maddeleri gereğince somut olaya 4077 sayılı kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bunedenle uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı değil adli yargı yeridir.
DAVA ve KARAR : Davacılar vekili , müvekkillerinin evlerinin bağlı bulunduğu elektrik besleme hattına davalı tarafından yüksek voltaj verildiğinden evlerinde bulunan elektrik cihazlarının zarar gördüğünü ileri sürerek toplam 855.180.000 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Davaya bakma görevi idari yargıya ait olduğundan Mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; Hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yüksek gerilim sonucu ev eşyalarında oluşan zararın tahsili isteğine ilişkindir. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16/1 maddesinde müesseselerin ” bu kanun hükmündeki kararnamede saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi olacağı ” hükmü getirilmiştir. Kararnamede ” müesseselerin işletme faaliyetinden zarar gören kişilere karşı idari hukuk kurallarına göre müessese davaya konu olayda elektrik dağıtımı yapan tesisin maliki olarak Borçlar Kanununun 58. maddesi gereğince sorumludur. Diğer taraftan Kanun Hükmünde Kararnamenin 15. maddesinde ” müesseselerin statülerinin ticaret siciline kayıt ve ilanı ile tüzelkişilik kazanacağı ” , 6. maddesinde müessesenin statüsün de ticaret unvanı, çalışma alanı, idare merkezi, tahsis edilmiş sermayesi ve sınırlı olduğu hususlarının yer alacağı kabul edilmiştir. Ticaret Kanununun 18. maddesinde ” kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmiş ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet gibi amme hükmü şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin tacir sayılacağı hükmü getirilmiştir.
O halde bir kamu iktisadi kuruluşu olan Türkiye elektrik kurumuna bağlı davalı müessesenin bir ticari işletme olduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla davalı T.aş’ın 3.kişilerle olan ilişkilerinde özel hukuk hükümlerinin uygulanması zorunludur. Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık davalı idarenin yüksek voltaj vermesi sonucu meydana gelen zararın ödetilmesi isteğine ilişkin olup, uyuşmazlığın bu niteliğine göre özel hukuk hükümlerinin uygulanmasının gerektiği hususunda duraksama bulunmamalıdır. Öte yandan davacı ile davalı arasında abone sözleşmesi olduğu tartışmasızdır. 4077 sayılı kanunun 2. ve 3. maddeleri gereğince somut olaya 4077 sayılı kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu itibarla uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı değil adli yargı yeridir. Mahkemece aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.