11 Kasım 2018 Pazar

KAPIDAN SATIŞ SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI



Belirli sürede ödeme yapıldıktan sonra sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek dürüstlük kuralları ile bağdaşmaz.

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 1999/7391 K. 1999/8698 T. 23.11.1999

ÖZÜ : Salt imzalanan sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olmasında, bu sözleşmenin 4077 sayılı kanunun 8.maddesi kapsamında ve kapıdan satış niteliğinde olduğunu göstermez. Davacı, satışın kapıdan satış olduğunu ve sözleşmenin hata, hile, manevi baskı ile imzalandığı iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Kaldı ki, sözleşmenin yapıldığı 4.7.1996 tarihinden itibaren düzenlenen 16 adet senetten 10 adedinin ödenmesi, davanın açıldığı 27.5.1998 tarihine kadar geçen uzunca süre nazara alındığında davacının sözleşmeyi benimsediğinin kabulü gerekir. Bu aşamadan sonra, davacının sözleşmenin hükümsüzlüğünü ileri sürmesi M.K. 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralları ile de bağdaşmaz. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA ve KARAR : Davacı, davalının Bodrum Yalıkavak’taki tesislerinden 4.7.1996 tarihli sözleşme ile kendisine bir haftalık devre tatil sattığını, bedel olarak 61 Dolar peşin ödeyip kalan için ilki 1539 dolar diğerleri 320’şer dolar olmak üzere senetler düzenlendiğini, sözleşmenin yapıldığı andan sonra ödeme güçlüğünü ve yanıldığını anlayarak, sözleşmeden dönmek istediyse de davalının kabul etmeyip senetlerin 10 adedini tahsil ettiğini, kalan 6 adet ödenmemiş senet bulunduğunu, halbuki davalının, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesine uymadığı gibi, sözleşmenin B.K. 24.maddesine de aykırı olduğunu bildirip sözleşmenin feshine, ödediği 4.480 doların tahsiline, ödenmemiş 6 adet senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının sözleşmenin mahiyetini bilerek imzaladığını, satışın kapıdan satış olmadığından cayma belgesi verilmesi gerekmediğini, yapılan senetlerden 10 adedinin ödenerek sözleşmenin benimsendiğini ve uzunca bir süre sonra dava açılmasının kabul edilemeyeceğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı 4.7.1996 tarihli devre tatil sözleşmesi yapılırken, davalının kendisini hataya düşürdüğü ve kendisine 4077 sayılı kanunun 9.maddesine göre cayma belgesi verilmediği, hukuki nedenlerine dayanarak bu davayı açmıştır. Davacı ne şekilde hataya düşürüldüğünü, satış sözleşmesinin nerede ve nasıl yapıldığı, neden 4077 sayılı kanunun 8.maddesinde düzenlenen kapıdan satış olduğu hususlarında bir açıklamada bulunmamıştır. Hangi satışların kapıdan satış sayılacağı, 4077 sayılı kanunun 8/1 maddesinde “kapıdan satışlar; işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında, önceden mutabakat olmaksızın yapılan değeri 1.000.000 Türk Lirasını aşan, tecrübe ve muayene koşullu satışlardır” diye belirlenmiştir. Salt imzalanan sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olmasında, bu sözleşmenin 4077 sayılı kanunun 8.maddesi kapsamında ve kapıdan satış niteliğinde olduğunu göstermez. Davacı, satışın kapıdan satış olduğunu ve sözleşmenin hata, hile, manevi baskı ile imzalandığı iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Kaldı ki, sözleşmenin yapıldığı 4.7.1996 tarihinden itibaren düzenlenen 16 adet senetten 10 adedinin ödenmesi, davanın açıldığı 27.5.1998 tarihine kadar geçen uzunca süre nazara alındığında davacının sözleşmeyi benimsediğinin kabulü gerekir. Bu aşamadan sonra, davacının sözleşmenin hükümsüzlüğünü ileri sürmesi M.K. 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralları ile de bağdaşmaz. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.