T.C.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2002/7772 K. 2002/13018 T. 29.11.2002
ÖZÜ : Satışın
tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma
süresinin malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda
sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin
imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da
malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin
tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir.
DAVA ve KARAR
: Davacı, davalı firma elamanlarının bir kısım vaatler il kendisini
yanılttıklarını ve aralarında devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını,kendisine
cayma belgesi verilmediğini, sözleşmede sonra cayma hakkını kullandığını
bildirdiğini, ancak davalını, sürenin geçtiğinden bahisle kararlaştırılan
ücretin %30’un’ yatırması halinde isteğinin kabul edileceğinin kendisini
bildirildiğini ileri sürerek, düzenlenen devre tatil sözleşmesinin iptali ile
ödediği 250 ABD nın ticari faiziyle birlikte tahsilini, bakiye borçları için
düzenlediği senetlerin iptalini dava etmiştir.
Davalı, sözleşmenin
yasaya uygun olarak yapıldığını cayma belgesinin verildiğini yasal sürede fesih
hakkının kullanılmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın
reddine karar verilmiş; hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 29.4.2002
gün 2002/1879-4860 sayılı kararı ile onanmış, davacı bu defa karar düzeltme
talebinde bulunmuştur.
Devre tatil
sözleşmeleri B. K. nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi
içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme B.K.nun da düzenlenen sözleşme
tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre
tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit
tiplerini kapsadığından ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi )karma sözleşmeler
olarak tanımlanmaktadır. Taraflar arasında yukarıda açıklanan tanıma uygun
olarak 10.8.2000 tarihinde sözleşme yapıldığı, tarafların iddia ve savunmaları
ile ibraz edilen belgeler gözetildiğinde bu sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde
olduğu ve kullanım başlangıcının ise 7.9.2000 tarihli olup tahsis edilen
dönemin ise 2 Mart ve 17 Nisan ve 1 Kasım ve 31 Aralık olarak kararlaştırıldığı
dosyada yer alan sözleşmeden anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması
hakkındaki kanunun 1. maddesinde kanunun amacının ekonominin gereklerine ve
kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik
çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici zararlarını tazmin edici, çevresel
tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin
kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Şu
haliyle tüketici kanununda yer alan hükümler buyurucu nitelikte hükümler olup,
tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzalayacakları
sözleşmelerin yasanın bu buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir.
Taraflar arasında
yapılan devre tatil sözleşmesi yasanın tanımını yaptığı 8. ve 9. maddelerinde
belirlenen kapıdan satış niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kapıdan satışlar
işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mütabakat olmaksızın
yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olarak tanımlandıktan sonra, aynı
yasa maddesinde bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene
süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte
serbest olduğu vurgulanmıştır.
Yasanın 9. maddesinde
ise satıcının hazırladığı sözleşme, fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte,
en az 12 punda siyah koyu harflerle yazılmış ve içeriği yasada açıklanan cayma
belgesini vermeyi satıcıya yükümlülük olarak getirmiştir. Somut olayda
satıcının davacıya cayma bildirim belgesini verdiği dosyada belgelerden
anlaşılmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken konu bu tür satışlarda
yasanın 8/2. maddesinde kararlaştırılan cayma hakkının ne zaman başlayacağı
yönü üzerinde durmak gerekir. Az yukarıda açıklandığı gibi satışın tecrübe ve
muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma süresinin malın
teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin
düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı
tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın
tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye
ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir. B. K. nun 219-221.
maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım alıcının malı tecrübe ve malı
muayene edip tasvip etmesi irade şartına bağlı olarak yapılan satım olarak
tanımlanmıştır. 4077 sayılı kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışlar ise B.K.nun
anlamında tecrübe ve muayene şartıyla satışlardan olup burada sözleşmeden dönme
hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine
bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının
bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz.
Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa
sözleşme başladığından itibaren hükümleri doğurur, cayması halinde
başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz. Taraflar arasında devre satış
sözleşmesi imzalamakla birlikte, kullanım başlangıcının 7.9.2002 tarihi olup
dönem tarihinin ise 2. Mart – 17 Nisan, 1 Kasım- 31 Aralık olarak
kararlaştırılması karşısında cayma süresinin ancak bu tarihte başlayacağının
kabulü gerekir. Eldeki dava ise sözleşmenin düzenleme tarihinden sonra, ancak
mal ve hizmetin kendisine teslim edileceği tarihten önce 24.10.2000 tarihinde
açılmıştır. Değinilen bu yönler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi
gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup,
hükmün bozulmasını gerekirken zuhulen onandığı anlaşıldığından davacının karar
düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.4.2002 gün 2002/1879-4860 sayılı
onama kararının kaldırıp hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan
nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 29.4.2002
gün 2002/1879-4860 sayılı onama kararı kaldırılarak temyiz olunan kararın
davacı yararına BOZULMASINA, 29.11.2002 gününde oybirliğiyle karar
verildi.