T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E.
2010/1744 K. 2010/8139 T. 8.6.2010
ÖZÜ : Davacı, ikamet etmekte olduğu M. Koza
Sitesi ile davalı şirket arasında güvenlik hizmet sözleşmesi bulunduğunu,
davalı şirketin güvenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle
evinde bulunan değerli eşyalarının çalındığını, maddi ve manevi zarara
uğradığını, Sitenin Yönetim Kurulu üyeleri olan diğer davalıların da, davalı
şirketle birlikte hırsızlık olayından sorumlu olduğunu ileri sürerek, 49.000 TL
maddi, 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile
birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Somut uyuşmazlıkta
davacının ikamet etmekte olduğu Site Yönetimi ile davalı şirket arasında,
güvenlik hizmetinden kaynaklanan bir sözleşmenin bulunduğu, bu nedenle de
taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı
anlaşılmaktadır.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki tazminat davasının
yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın Ş. Güv.
Ltd. Şti yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine diğer davalılar yönünden
reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı Ş. özel
Güv. Ltd. Şti avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı, ikamet etmekte olduğu M. Koza Sitesi ile
davalı şirket arasında güvenlik hizmet sözleşmesi bulunduğunu, davalı şirketin
güvenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle evinde bulunan
değerli eşyalarının çalındığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, Sitenin
Yönetim Kurulu üyeleri olan diğer davalıların da, davalı şirketle birlikte
hırsızlık olayından sorumlu olduğunu ileri sürerek, 49.000 TL maddi, 5.000 TL
manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte
ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne,
diğer davalılar hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve
davalılardan şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı
açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun 1.maddesinde
belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini
oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; yasanın
3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı
taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım,
ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı kamu tüzel
kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında
tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya
hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan
gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında
kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları
verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin
olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta davacının ikamet etmekte olduğu Site
Yönetimi ile davalı şirket arasında, güvenlik hizmetinden kaynaklanan bir
sözleşmenin bulunduğu, bu nedenle de taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı
yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasa’nın 23. maddesi, bu
kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde
bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması
Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da Tüketici Mahkemesi
görevlidir. Birlikte davalı gösterilenler hakkında da özel yetkili mahkeme
görevli olduğundan, davacı ile diğer davalılar arasındaki davanın 4077 sayılı
Yasa kapsamı dışında bulunması da, bu sonuca etkili değildir. O halde davada
tüketici mahkemesi görevli olduğuna ve Ankara’da ayrı bir tüketici mahkemesi
bulunduğuna göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı
şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz
itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, 1 no’lu bentte
açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince tarafların diğer temyiz
itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek
halinde taraflara iadesine, 08.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.