T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2011/2119 K. 2011/11546 T. 12.7.2011
ÖZÜ : Davaya
konu aracın ön motor kaputunun sonradan boyanmış olduğu, aracın modeli ve
kilometresi ( 73.000 ) dikkate alındığında bu boyama işleminin satın almadan
önce mi yoksa satımdan sonra mı yapıldığının tespitinin mümkün bulunmadığı,
boyama işleminin araçta meydana gelen bir hasar sonucunda değil, çizik veya
benzeri bir sebeple yapılmış olduğu ve aracın gizli ayıplı olduğu
bildirilmiştir. Araçla ilgili bir hasar dosyasının bulunmaması, aracın ön
kaputunda boyayı gerektirecek bir hasar meydana gelmediğinin bilirkişi raporu
ile tespit edilmesi karşısında boyama işleminin araç davacının elinde iken
gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
DAVA ve KARAR :
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan
yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik
olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine
dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı
K... Oto'dan 8.9.2006 tarihinde 57.300 Euro bedelle BMW marka bir araç satın
aldığını, aracı satmak istediğinde, alıcıların aracın ön kaputunun boyalı
olduğundan bahisle aracı almaktan vazgeçtiklerini ya da çok düşük fiyatlar
verdiklerini, tespit yaptırdığını, bilirkişi raporu ile aracın ön kaputunun
boyalı olduğunun belirlendiğini, davalılara ihtar çektiğini ancak sonuç
alamadığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, fatura bedeli olan 57.300
Euro'nun davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar,
zamanaşımı süresinin dolduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını,
aracın davacının kullanımı esnasında boyanmış olabileceğini, üretimden kaynaklı
bir ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece,
süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı
K... Oto'dan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin
iadesini istemiş, davalılar ise araçta ayıp olmadığını savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı tarafından ayıbın 16.3.2009 tarihli servis raporu ile öğrenilmiş
olduğu, 14.5.2009 tarihinde tespit yaptırıldığı, 9.6.2009 tarihinde ihtar
çekildiği, davanın ise 25.6.2009 tarihinde açıldığı, süresinde yapılmış bir
ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
16.3.2009 tarihli servis raporunda, aracın boyasının fabrikasyon orijinal
olduğunun tespit edildiği yazılıdır. Davacının, bu rapor ile araçtaki ayıbı
öğrendiğinden bahsedilemez. Zira servis raporundan araçta boya ile ilgili bir
ayıbın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, 14.5.2009 tarihinde tespit
isteminde bulunmuş, Ümraniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/148 D.İş sayılı
dosyasında keşfe gidilmiş, 28.5.2009 tarihli bilirkişi raporu ile aracın ön
kaputunun boyalı olduğu tespit edilmiştir. O halde davacı, ayıbı bu raporun
kendisine tebliğ edildiği tarihte öğrenmiş ve 9.6.2009 tarihinde davalılara
ihtar çekerek süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Bu durumda
mahkemece, süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine karar
verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. İTÜ öğretim üyelerinden alınan bilirkişi
raporunda, davaya konu aracın ön motor kaputunun sonradan boyanmış olduğu,
aracın modeli ve kilometresi ( 73.000 ) dikkate alındığında bu boyama işleminin
satın almadan önce mi yoksa satımdan sonra mı yapıldığının tespitinin mümkün
bulunmadığı, boyama işleminin araçta meydana gelen bir hasar sonucunda değil,
çizik veya benzeri bir sebeple yapılmış olduğu ve aracın gizli ayıplı olduğu
bildirilmiştir. Araçla ilgili bir hasar dosyasının bulunmaması, aracın ön
kaputunda boyayı gerektirecek bir hasar meydana gelmediğinin bilirkişi raporu
ile tespit edilmesi karşısında boyama işleminin araç davacının elinde iken
gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, davanın kabulüne karar
verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve aksi düşünce ile süresinde ayıp
ihbarı yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya
aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz edilen hükmün davacı yararına
BOZULMASINA, 12.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.