T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E.
2009/10982 K. 2010/3682 T. 23.3.2010
ÖZÜ : Taraflar arasında konuşmadığı
telefon hattının telefon görüşmelerine kapatılarak sadece internet aboneliğinin
açık bulundurulması konularında muaraza çıkmış olup, bu uyuşmazlık gelecek
yıllara da sari olduğundan Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunlu
değilse de, bu konuda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruyu engelleyen
bir hüküm olmadığı gibi, başvuru halinde verilen kararın Tüketici
Mahkemelerinde delil olarak kabul edileceği yasa hükmüdür. Somut olayda da
Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin verdiği kararın, ancak Tüketici
Mahkemelerinde delil olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Davacı açtığı bu
dava ile delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemektedir. Asıl
dava açılmadan delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemekte
hukuki yarar bulunmadığı izahtan varestedir. Hukuki yarar dava şartı olup,
mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki tüketicinin hakem
kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde
davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:
Davacı, ADSL abonesi olan davalının
internet hizmetinden yararlanabilmek için aynı zamanda sabit telefon abonesi de
olduğunu, ancak davalının ADSL hattının açık kalması kaydıyla telefon hattının
kapatılması için Tüketici Hakem Heyetine müracaat ettiğini ve hakem heyetinin
de bu talebi kabul ettiğini, oysa ki ADSL hizmetinden faydalanmak için sabit
hat kullanımının zorunlu olduğunu ileri sürerek Nevşehir Tüketici Sorunları
Hakem Heyetinin 11.02.2009 tarihli kararının iptalini istemiştir.
Davalı, hakem heyeti kararının yerinde
olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş;
hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalının başvurusu üzerine Tüketici
Sorunları Hakem Heyetince davalının telefon hattının görüşmelere kapatılarak
internet aboneliğine açık bulundurulması gerektiğine karar vermesi üzerine, bu
kararın iptali talebiyle açılmış olup, davalının yaptığı başvuru ile yarattığı
çekişmenin giderilmesine yöneliktir. Her ne kadar davacının aldığı sabit
ücretler miktar itibariyle 4077 sayılı Kanun’un 22. maddesinde ve HUMK’nın 427.
maddesinde belirtilen kesinlik sınırı altında kalmakta ise de, yaratılan
çekişme ve verilen hüküm bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da
sari olduğu anlaşıldığından kararın kesinlik sınırlarının dışında kaldığı da
açık ve belirgindir. Kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın
kesin olduğunun yazılması yok hükmünde olup, hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle
temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun’un 22/5. maddesi ( 2007 yılında değeri 792.12 YTL altında bulunan
uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Bu
uyuşmazlıklarda heyetin verecekleri kararlar tarafları bağlar. Taraflar bu
kararlara karşı 15 gün içinde Tüketici Mahkemesine itiraz edebilirler. Tüketici
Sorunları Hakem Heyeti kararına karşı yapılan itiraz üzerine Tüketici
Mahkemesinin vereceği karar kesindir. Değeri 792.12 YTL ve üstündeki
uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin verecekleri kararlar
Tüketici Mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir ) hükmünü getirmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere taraflar
arasında konuşmadığı telefon hattının telefon görüşmelerine kapatılarak sadece
internet aboneliğinin açık bulundurulması konularında muaraza çıkmış olup, bu
uyuşmazlık gelecek yıllara da sari olduğundan Tüketici Sorunları Hakem Heyetine
başvuru zorunlu değilse de, bu konuda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine
başvuruyu engelleyen bir hüküm olmadığı gibi, başvuru halinde verilen kararın
Tüketici Mahkemelerinde delil olarak kabul edileceği yasa hükmüdür. Somut
olayda da Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin verdiği kararın, ancak Tüketici
Mahkemelerinde delil olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Davacı açtığı bu
dava ile delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemektedir. Asıl
dava açılmadan delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemekte
hukuki yarar bulunmadığı izahtan varestedir. Hukuki yarar dava şartı olup,
mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Açıklanan bu
durumda mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar
verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde hüküm kurulması
usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, mahkemece de değişik gerekçeyle
de olsa davanın reddine karar verildiği ve bu itibarla hükmün sonucunun doğru
olduğu anlaşıldığından usulün 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin
düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme
kararının gerekçesinin düzeltilmesine ve hükmün gerekçesinin düzeltilmiş
şekliyle (ONANMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 23.03.2010
gününde oybirliğiyle karar verildi.